8 Mart 1857 tarihinde ABD'nin Newyork kentinde 40.000 dokuma işçisi daha iyi çalışma koşulları istemiyle bir tekstil fabrikasında greve başladı. Ancak, polisin saldırması, işçilerin fabrikaya kilitlenmesi, arkasından da, çıkan yangında işçilerin fabrika önünde kurulan barikatlardan kaçamaması sonucu 129 kadın işçi can verdi. İşçilerin cenaze törenine 10.000'i aşkın kişi katılmıştı.

Sonraki yıllarda, 16.Aralık.1977 tarihinde toplanan Birleşmiş Milletler Genel Kurulu 8.Mart'ın "DÜNYA KADINLAR GÜNÜ" Olarak anılmasını kabul etti. Ama Birleşmiş Milletler Sitesinde, günün tarihine ilişkin bölümde anma ve kutlamaların Newyork'da ölen kadın işçilerin anısına yapıldığı yazılmamıştı..

Ülkemdeyse, hemen hergün bir kadın cinayeti gazetelerin manşetlerinde yer alıyor..
Ya, terkedilmeyi hazmedemeyen bir eski koca sokak ortasında kadını delik deşik ederek vahşet saçıyor; Ya da, adına "Töre" denen ve bu uğurda nice masum genç kızımızın, çocuğumuzun, kadınımızın öldürüldüğü bir canilik hüküm sürüyor hala..


"Kadının özgürlüğü tüm insanoğlunun özgürlüğü gibi, yalnızca emeğin sermayenin boyunduruğundan kurtulmasıyla olacaktır". 1889..
İşte tüm bu acı gerçeklerin, ülkemde sömürülen, kullanılan ve acımasızca öldürülen onlarca kadının ve hiç bitmeyecekmiş gibi süregiden bu korkunç olayların gölgesinde kutlanan bir "8.MART DÜNYA EMEKÇİ KADINLAR GÜNÜ"ndeyiz
Ve ben 156 yıl önce Kapitalizm'e başkaldırmalarının bedelini çok ağır bir şekilde ödeyen, bu uğurda yanarak hayatlarını kaybeden 129 kadın işçinin ve ülkemde yalnızca özgür ve mutlu yaşamak istedikleri için öldürülen, onlarca kadının anısı önünde saygıyla eğiliyorum.. Görüşürüz..