20 Haziran 2011 Pazartesi

FIKRA GİBİ ÖYKÜ 6... "ERKEK ADAM YAPAR"!..

Şükürler olsun seçimler bitti, kazananlar, kazanamayanlar, şampiyonlar, küme düşenler belli oldu.. Biz de, o acaip karmaşadan, gürültüden kurtulduk.. Kimilerine göre, seçimlerin sonucu zaten belliydi. Tek merak edilen bir partinin barajı aşıp aşamayacağı idi.. Çünkü bu parti seçim öncesi, bazı kasetler görücüye çıkarılarak yıpratılmaya çalışılmış, hatta seçimlere girmesi bile engellenmek istenmişti.. Bu kasetler, o partinin üst düzey yöneticilerinin evlilik dışı bazı ilişkilerinin yani kısaca, amiyane tabiriyle, çapkınlıklarının ortaya dökülmesiydi.. Olanlar ve yapılanlar her yönüyle kepazelikti ama zaten politika da, böyle bir şeydi.. Yani bir sürü rezilliği bünyesinde barındırabiliyordu. Bütün bu karşı propagandalara, çabalara rağmen, o parti geçen seçimlerden yalnızca bir puan eksiğiyle barajı aştı ve Türkiye Büyük Millet Meclisine girmeyi başardı..

Bu olay bana Cumhuriyetin ilk yıllarında yaşanmış bir hikayeyi hatırlattı. Hikaye şöyle:
Kurtuluş savaşı başarıyla kazanılmış, ülkede Cumhuriyet ilan edilmiştir ve demokrasinin gereği olarak seçimler yapılacaktır.. Anadolunun ücra köşelerinden birinde, bir köyde de, Muhtarlık seçimi yapılması söz konusudur.. O güne kadar, köyün itibarlı, sözü dinlenen erkeklerinden biri bu görevi üstlenmiştir. Ama artık ülkede bir çok şey değişmiş, köye seçim sandıkları gelmiş ve köyün diğer erkekleri de, Muhtarlık için aday olabileceklerini farketmişlerdir.. Neticede ortada bir makam vardır.. Muhtar, o köyün mülki amiridir.. O, Ne derse o olur, onun sözü dinlenir, saygı görür, itibar sahibidir.. Böyle olunca da, o makamın talipleri çıkar ortaya, doğal olarak.. Ve malum sahnelerle birlikte adaylar Seçim çalışmalarına başlarlar.. Her aday çeşitli vaatler içeren propaganda konuşmaları yapar. Bu arada adaylardan biri, sürekli olarak eski muhtarı kötülemekte ve zavallı adamcağızı yerden yere vurmaktadır. Örneğin, bu adayın köy meydanında yaptığı seçim konuşmaları genellikle şöyledir: "Eyy, köy halkı, bu muhtar, ahlaksızdır. Karısını aldatır, elalemin karısına kızına, her kadına bakar,çapkındır.. Ayyaşın birisidir, durmadan içer hiç ayık gezmez.. Üstelik bu adam dinsiz imansızdır, binamazdır, camiden içeri adımını atmaz"..Filan gibi son derece veciz! konuşmalar yapar.. Eski Muhtar bu söylenenlere çok üzülür, kırılır ama büyük bir olgunlukla hiç yanıt vermez.. Çünkü söylenenlerin hepsi yalandır, iftiradır ve o kendisinden emindir..
Seçimler biter, onca karalamaya ve iftiraya karşın eski muhtar yeniden seçilir.. O, özlü! seçim konuşmalarını yapan ve kendisinin seçileceğinden son derece emin olan muhtar adayı bu sonuca çok şaşırır.. Bir köylüye sorar:
-"Bunca kusurunu sıraladım, neden yine bu adamı seçtiniz?"

.. Aldığı cevap çok ilginçtir..
"Canım, erkek adam tabii ki, çapkın olacak, kadınlar ona feda olsun, Erkek adam içer, hem de, şişenin dibini görene kadar, Hem canım, camiye de, gitmeyiversin, herkesin günahı kendi boynuna bana ne!!"
İşte böyle.. 88 yıl sonra değişen bir şey yok.. Anlayış aynı.. Erkek adam yapar kardeşim!!..Erkek adam içer!!..En fazla bu yaptıkları erkek adamın elinin kiri olur, o da, yıkarsın geçer!! bu kadarrr.. Bu nedenle, onca kepazelikten sonra o parti neden barajı geçti diye kimse şaşırmasın. Mağdur oldu da, ondan filan değil.. Erkek adamların böyle bir ayrıcalığı var da, ondan..
O yıldan sonra yapılan seçimlerde, O köyde muhtarlığa aday olan herkes çıkıp köy meydanında, geleneksel hale gelen, şu seçim konuşmasını yapmış:
"Eyy Köy Halkı, beni dinleyin.. -Ben çapkınımdır.. -O kadın, bu kadın hepsinde benim gözüm vardır.. -Ben içerim hem de, şişenin dibine kadar.. -Hiç ayık gezmem.. -Ben dinsiz imansızım, binamazım camiye filan girmem"!!.. Yaaa, fıkra gibi değil mi?.. Unutmayın biz erkek milletiz!.. Görüşürüz...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder