29 Ağustos 2011 Pazartesi

EY KÜFÜRBAZLAR.. AĞZINIZA BİBER Mİ SÜRMELİ..


20.yüzyılın en önemli yazarlarından biri olan Alman Yazar Thomas MANN diyor ki: "Milliyetçi olmak için belirli bir derecede zihinsel engelli olmak lazım".. Bu cümleyi her okuyuşumda sinirleniyorum, üzülüyorum ve inciniyorum.. Milliyetçi olduğum ve kişiliğime hakaret edildiği için değil.. Zihinsel engelli olmayı hakaret olarak gören anlayış, beni üzen ve inciten.. Zihinsel engelli olmak için bir beyin hasarına sahip olmalısınız ve yanısıra gelişememiş, ya da, az gelişmiş bir zeka düzeyine tabii ki.. Böyle bir insanın da, siyasi ideolojisini kendisi şeçip benimseme yetisine sahip olamayacağı ortadadır..

Peki o zaman bu özellik neden Thomas MANN gibi önemli bir yazar tarafından hakaret olarak kullanılır?. Değerli Arkadaşım Yazar, Şair Abdullah NEFES benim bu konuda duyarlı olduğumu bildiği için nezaket gösterip bir açıklama yapma gereğini duydu. Diyor ki,"Bir tercüme hatası olabilir.. Yani "Zihinsel engelli" değil de, "Aptal" demek istemiş olabilir".. Umarım o haklıdır..

Diyelim ki, Mann'in cümlesi yanlış tercüme edildi.. Ama ben kendi toplumumda hergün heryerde kimbilir kaç kere bu nitelemeyi duyuyorum. Yani en başta gelen hakaret sözcüklerimizden birisi "Geri zekalı", nedense??.. Sokakta ya da, televizyonlarda bile umarsızca kullanılan amiyane tabiriyle bir küfür bu niteleme.. Birisi geri zekalıysa bu onun suçu, kusuru veya utanılacak bir özelliği değildir. Çünkü böyle olmayı o seçmemiştir.. Ne yazık ki, bir şekilde öyle olmuştur ve bu aslında hakaret sözcüğü değil acı veren bir durumdur..

Ben neden bu konularda duyarlıyım?.. Çünkü ben "Zihinsel Engelli" bir evlada sahibim.. Sakın yanlış anlaşılmasın.. Zihinsel engelli bir çocuğa sahip olmak bende herhangi bir kompleks'e sebep olmadı. Bütün bu acıların ve sonuçlarının üstesinden geldim.. Evladımın özel durumunun ruhumda derin yaralar açmasına izin vermedim.. Benim canımı sıkan, bu insanlara yapılan saygısızlık, aymazlık.. Onlarla sanki alay etmek.. Ciddiye almamak.. Ve onların özel durumunu sövgü jargonumuza dahil etmek.. Tabii Küfür ve sövgüden nefret etmem de, en başta gelen sebeplerden birisi..

Sövgü jargonumuz dedim de, aklıma geldi.. Biz toplum olarak küfür etmeye ya da, daha da, ileri gidip sövmeye çok meraklıyız.. Hatta bayılıyoruz küfür etmeye.. Genellikle iki lafımızdan biri küfür ya da, sövgü.. Bu konuda sabıkalı olduğumuzdan kimsenin şüphesi olmasın..
Sövgü objelerimizin en başında da, analarımız bacılarımız ve eşlerimiz geliyor. Yani düşünebiliyor musunuz?. Bizim gibi her konuda muhafazakar, hatta tutucu olmakla ünlenen, övünen bir toplum küfretmek için ağzını açınca ne ana kalıyor, ne avrat, ne de, bacı.. Bu nasıl bir çelişkidir?.. Nasıl bir mantıkdır?.. Bunun farkında mısınız?..

Küfür etmek, ya da, sövmek acizlerin, yetersizlerin başvurduğu bir davranıştır.. Zat'ı muhterem'in bir şeyi anlatmak için bilgisi, eğitimi, kültürü, kelime haznesi yetersizdir.. Belki de hiç yoktur.. O da, yapabildiği en iyi şeyi yapar küfreder, söver..

Aslında farkettiğim bir şey daha var.. Her nekadar Küfür ve Sövgüyü bir alt kültür davranışı ve erkeklere özgü olarak tanımlasak da, bakıyorum, iyi yetişmiş, eğitimli kişiler de, kadınlar da, pekala öyle bir küfrediyorlar ki, İnsanın demek ki, bu durum genetik diyesi geliyor..
Bu rahatsız edici konuyu sevgili arkadaşım Abdullah NEFES'le konuşurken, dedi ki,"Kendi aramızda konuşup da, yakınacağımıza yazalım ve yaygınlaştıralım. Ben de oturdum derdimi yazıya döktüm. Yani yazma fikri değerli dostum Abdullah NEFES'e aitti..

Son olarak diyorum ki, Belli ki, küfür ve sövgüyü hayatımızdan çıkarmak kolay olmayacak.. Ama hiç olmazsa, sizlere yalvarıyorum, Hakaret, küfür ve sövgü dağarcığınızdan, ananızı, avradınızı, bacınızı çıkarın.. Vee lütfen "Geri zekalı" "Zihinsel engelli" diyerek o insanları aşağılamayın. Kimseyi incitmeye, üzmeye rencide etmeye hakkınız yok ey küfürbazlar.
Kendi ağzınızı kirletmekle yetinin......
"Sakın sana 'kötüsün' diyenlere aldırma.. Bana da, 'Geri Zekalı' dediler.. Atomu parçalayıp ellerine verdim". Albert EİNSTEİN.... Görüşürüz..

2 yorum:

  1. Emel Hanım emeğinize, dimağınıza sağlık... "İzle, yargılama; algıla, anlamaya çalışma" diyor Buddha..Oysa bırakın yargılamayı, yargılamanın da ötesine geçen bir durum oluşturuyor bu küfretme..Ve dediğiniz gibi, eğitimli ve saygın kabul edilen kişilerin de bu yola sıkça başvurmaları üzücü...sağolunuz.."Ehl-i diller arasında aradım kıldım talep / her hüner makbul imiş, illa edep, illa edep!"

    YanıtlaSil
  2. Aynen katılıyorum ve ekliyorum hayvan isimlerini de silin hafızanızdan. Hiç bir hayvan bir insanın diğer insana yaptığı işkenceyi ne kendi türüne, ne de başka bir türe yapar.

    YanıtlaSil