29 Temmuz 2014 Salı

O, KÖŞK'TE BİRİ ÖLMÜŞTÜ.. ŞİŞMAN, GÖZLÜKLÜ..

Çok değil, dört yıl önce bu günler.... Bir Hastanede.. Hastanenin Onkoloji Servisinde dört kişilik bir odada.... DURUNN Durun, hemen içiniz kararmasın.. Anı eğlenceli denebilir.. Tabii bir Hastane anısı ne kadar eğlenceliyse!.. Hani daha önce de, yazmıştım ya; o, korkunç teşhisle yatırılmış ve o, hastanede bir sürü ameliyat, bir sürü gün geçirmiştim, diye.. (Ama harikayım gördüğünüz gibi)...

Yaz Mevsiminin tam ortası ve o, yıl Ankara son 40 yılın en sıcak günlerini yaşıyor.. Öyle sıcak ki, sanki suyun içinde yatıyoruz yataklarda.. Öğleden sonra güneş bütün heybetiyle odanın orta yerinde, taa, batana kadar.. Ve ben ölecek gibi hissediyorum kendimi.. İşte, Hasta Psikolojisi dedikleri böyle acaip birşeymiş.. Yaşamadan bilemiyorsunuz... Eğer oda arkadaşlarımdan birisi itiraz etmezse! pencereler sürekli açık.. Tabii, ne kadar serinletirse!..

Bir sabah, bir kadın geldi.. Hemen yanımdaki boş yatağa yattı tedavi için.. Sanırım adı Fatma'ydı.. Fatma Hanımı görünce şaşkınlıktan dona kaldım.. Genç bir kadındı.. Oldukça topluydu ve o inanılmaz sıcakta hırkalarla, kazaklarla dolaşıyordu.. Dehşete kapıldım doğrusu.. Üzerindeki kocaman hırkasıyla yatağa girdi.. Yetmezmiş gibi bir de, battaniye örttü ve hemen olaya el koyarak, pencereleri kapattırdı.. Çünkü üşüyordu..
O, Sıcakta böyle birşey olanaksızdı.. Pencerelerin kapanması benim nefessiz kalmam demekti.. Yalnız ben değil diğer iki hasta da, bu durumdan hiç memnun olmadılar.. Onlar da, havasız kalmak istemiyordu..
Ama elimizden de, birşey gelmiyordu ne yazık ki.. Rica-Minnet bir arkadaşıma Vantilatör aldırdım ve onun üflediği ejderha nefesi gibi esintiyle rahatlamaya çalıştık..

Neyse ki, Fatma Hanım uzun kalmadı hastanede ve taburcu oldu...
-Ohh çok şükür.. Açık pencerelerimize yeniden kavuştuk.. derkenn, sevincimiz uzun sürmedi.. Birkaç gün sonra kalın yün hırkasıyla Fatma Hanım tekrar çıkageldi.. Yeniden yatacaktı hastaneye ve henüz boşalttığı yatağı onu bekliyordu.. Yani kâbus geri dönmüştü.. Odadaki herkesi bir telaş aldı ki, sormayın..
Ne yapsak ne söylesek de, Fatma Hanımı bizim odadan uzak tutsak diye çareler düşünmeye başladık..
Fatma Hanım gelmeden önceki gece, daha evvel yazmıştım:
(ELMAS HANIM GÜLE GÜLE..http://sgknedendemiyor.blogspot.co.uk/2011/02/elmas-hanim-gule-gule.html ), Okuyanlar bilir, Elmas Hanımı aniden kaybetmiştik benim yanımdaki o yatakta..

Aklımıza bir fikir geldi.. Acaba Fatma Hanıma yatmak istediği yatakta henüz bir gece önce birisinin öldüğünü söylesek, korkup, çekinip bizim odada yatmaktan vazgeçer miydi?...

Söyledik.... Bana söylettiler hatta... Ürpermesini, rahatsız olmasını beklediğimiz Fatma Hanım, hiç bozuntuya vermedi, gülümseyerek:
-Olsunnn, dedi ve bizim de, bütün ümitlerimiz paramparça oldu.. Yapacak hiçbir şey kalmamıştı.. Sıcakla, Havasızlıkla savaşımıza devam edecektik zorunlu olarak...

Biz acı kaderimize böylesine teslim olmuşken, Fatma Hanım doktorun yanından geldi.. Bu hastanenin onu kabul etmediğini, hastalığının sorumluluğunu alamadıklarını ve başka bir hastaneye gönderdiklerini söyledi..
Yani bizim odada yatmayacaktı... Pencerelerimiz kapanmayacaktı.... Sevinmemiz gerekirdi...
Ama sevinemedim.. Boğazıma bir düğüm yerleşmişti.. Çünkü henüz 30'larındaki Fatma Hanımın amansız hastalığı iyice ilerlemiş ve Tıbbın yapabileceği pek de, birşey kalmamıştı.. O, Müthiş sıcak havada bu kadar çok üşümesinin gerekçesi de, buydu..... Bunları sonradan öğrendik.. O, Artık aramızda değil tahmin edeceğiniz gibi...
Bu anıyı düşünürken aklıma bir fikir geldi.. Hani Majesteleri, Haşmetli Hünkârımız Cumhurbaşkanlığına aday ya!.... Acaba diyorum; Desek ki:
-Ulu Hakanımız, O, gitmek istediğiniz binada bir Cumhurbaşkanı küt diye öldü.. Vardı ya, Çankaya'nın Şişmanı, İşçi Düşmanı.... O, İşte...  Kimbilir, belki korkar da, vazgeçer adaylıktan!.... Ne dersiniz?... Umutsuzca umudediyorum işte!.....   Görüşürüz.......

2 yorum:

  1. Harikasın Emel'ciğim, böylesine akıcı bir dil, etkileyici bir üslup, üstelik dozunda bir ironi ile.."Benim" diyen yazarlara taş çıkartırsın. Seni seviyorum canım..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Değerli, Şair, Sevgili Ayten Mutlu, Beni onurlandırıyor, yüreklendiriyorsun sevgili arkadaşım.. Tüm kalbimle, sevgimle teşekkür ediyorum..

      Sil