5 Aralık 2011 Pazartesi

"O MAHUR BESTE ÇALAR, MÜJGANLA BEN AĞLAŞIRIZ"... ACI BİR ANI..


Ahmet KAYA'nın seslendirdiği bu şarkıyı bilirsiniz.. Sözleri Attila İLHAN'a, Bestesi Ahmet KAYA'ya ait olan bu şarkının kırık, acı veren bir anısı vardır bende.. Ne zaman duysan gözlerim dolar, ağlarım.. Özellikle de, yılın bu mevsiminde..
Seneler önceydi.. Bir kış akşamı birkaç arkadaş biraraya gelmiş, bir barda sohbeti paylaşıyorduk.. Birbirlerini çok seven ve çok iyi arkadaş olan sevgili arkadaşlarım Levent, Mahmut ve bazı gazeteci arkadaşlarımla birlikteydik..
Gece güzeldi, sohbet güzeldi.. Herkes mutluydu.. Ama Levent hiç de, mutlu görünmüyordu.. Belli ki, bir derdi vardı.. Aldığı alkolün de, etkisiyle kendisine, başını koyacak bir omuz arıyordu anlaşılan ve bu omuzun sahibi olarak da, beni seçmişti..
Levent iyi eğitimli, çok yakışıklı ve çok parlak bir erkekti.. Henüz 20'li yaşlarının sonlarındaydı ve etrafından güzel kızlar hiç eksik olmazdı.. Ama o akşam gerçekten dertliydi ve derdinin ne olduğunu da, kimse bilmiyordu.. Hepimiz geceyi sonlandırmaya ve evlerimize gitmeye karar vermiştik. Yalnızca Mahmut işine gidecekti.. Çünkü bir günlük gazetede çalışıyordu ve o gece nöbetçiydi.. Bardan kalktık ama Levent kendi evine gitmemekte direniyordu.. İlle de, benimle gelecek, benim misafirim olacak ve belki omuzumda ağlayacaktı.. Bunu çok istiyordu ve israr ediyordu..
Keşke kabul etseydim.. Ama etmedim.. Değil yürümek, ayakta bile durmakta zorlanan Levent'i Mahmut'la birlikte bir taksiye bindirip sürücüye evini tarif ettik.. Ve onu taksi şöförüne emanet ederek yolcu ettik.. Daha sonra da, Mahmut görevinin başına bizler de, evlerimize doğru yola çıktık..
O gece bazı planlar da, yapmıştık.. Yılbaşı yaklaşıyordu ve biz yeni yılı hep birlikte karşılayalım diye düşünüyorduk.. Bir aya yakın bir süre vardı yeni yıla girmeye.. Bu arada haberleşip, programımızı kesinleştiririz diye de, sözleştik.. O, bir ay içerisinde Levent ya da, Mahmut beni arayacakdı.. Ama kimse aramadı beni.. Yılbaşı geçti... Kırılmıştım onlara.. Neden, aramamışlardı ki?..
Yeni yılın ilk günleriydi.. Mahmut'tan bir telefon geldi.. Tabii ki, sitem ederek karşıladım onu.. Üstelik merak da, etmiştim.. Mahmut konuşmaya çalışıyordu ama sesi yoğun bir üzüntünün, acının izlerini taşıyordu sanki.. Şaşırmıştı; ben "Neden aramadınız?" diye sitem edince.. "Haberin yok mu?" dedi.. Ben de, şaşkındım, çünkü ne olduğu konusunda hiçbir fikrim yoktu.. Ve sonunda Mahmut yüreğimi paramparça eden acı haberi verdi...
O gece taksi şöförüne evini tarif edip de, yolcu ettiğimiz, ayakta bile durmakta zorlanan Levent, Apartmanın 5.katından merdiven boşluğuna düşerek hayatını kaybetmişti maalesef.. Bunu duyduğum andaki üzüntümü anlatamam.. Henüz 28 yaşındaydı.. Çok parlak bir gelecek onun olabilirdi.. O, etrafına ışık saçardı çünkü.. Ama gitmişti, yoktu işte..
O gün Mahmut'la biraraya geldik ve dayanılmaz acımızı yaşadık sabaha kadar.. Teyp'de Ahmet KAYA durmadan o şarkıyı söylüyordu: "O Mahur beste çalar, Müjganla ben ağlaşırız".. Ahmet KAYA söyledi, Mahmut'la ben ağlaştık, günün ilk ışıklarına kadar.. İkimiz de, anlatılmaz bir acıyı ve pişmanlığı paylaşıyorduk..
O diyordu ki: "Keşke yalnız göndermeseydim. Ben götürseydim evine kadar"...
Ben de, diyordum ki: "Keşke izin verseydim.. Benimle gelseydi.. Şimdi yaşıyor olacaktı"...
Ama bu "keşke"lerin hiçbir önemi kalmamıştı artık.. Çünkü Levent, bizi pişmanlıklarımız, keşkelerimiz ve acılarımızla başbaşa bırakıp gitmişti..
Bu acı anı uzun zaman önce, yine yılın bu mevsiminde yaşanmıştı..
Şimdi yine bir yılbaşı gelmek üzre.. Ben hala o 'keşke'nin acısını tüm ağırlığıyla yüreğimde taşıyorum..
Mahmut artık böyle bir acı taşımıyor yüreğinde.. Çünkü bir zaman sonra da, onun o güzel yüreği acılara, yaşananlara daha fazla dayanamadı ve durdu.. O da, gitti.. O da, artık yok.. Ve o da, 40'lı yaşlarının henüz başındaydı gittiğinde..
Ahh be, Sevgili Arkadaşlarım.. Aceleniz neydi?.. Neden bu kadar erken gittiniz?..
Birazdan yine, "O Mahur beste"yi dinleyeceğim ve tek başına ağlayacağım.... Belki de, gün doğana kadar......     Görüşürüz.......

2 yorum:

  1. iyi İnsanlar hep acelecidirler.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Onlar çok iyi insanlardı.. Ne zaman İyi bir insan gitse, biraz daha yalnızlaşıyor, biraz daha yabancılaşıyorum günümüz Dünyasına.. Işıklar içinde uyusun sevgili arkadaşlarım..

      Sil